TRABZON MAÇKA İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü

26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü

UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI

Uyuşturucu kavramı; uyuşturan, uyaran, halüsinasyon yaratıcı etkilere sahip olan, bireysel kullanıma bağlı olarak daha fazla kullanma isteği uyandıran, alınmadığında yoksunluk belirtilerine yol açan, bitkisel kökenli veya sentetik tüm maddeleri kapsamaktadır. Uyuşturucu kelimesiyle anlatılmak istenen, maddenin yalnızca merkezî sinir sistemi üzerindeki etkileri değil, bu etkilerden bağımsız olarak belirli özellikleri taşıyan madde türlerinin tamamıdır (T.C. Başbakanlık, 2013).

Uyuşturucu, "Belirli dozda alındığı zaman, kişinin sinir sistemi üzerinde etki ederek akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, birey ve toplum açısından iktisadi ve sosyal çöküntü meydana getiren, bağımlılık yapan, kanunların kullanılmasını, bulundurulmasını ve ticaretini yasakladığı maddeler" olarak tanımlanmaktadır (T.C. Başbakanlık, 2013).

Uyuşturucuların bir kısmı, tıbbi amaçlarla kullanılmakla birlikte uyarıcı ve halüsinojen etkileri sebebiyle doktor kontrolü dışında kullanıldığında bağımlılığa yol açabilmektedir. Uyuşturucu, uyarıcı, halüsinojen maddelerin önemli bir kısmı uyarıcı etkileri sebebiyle kullanılmakta, bu bağlamda madde bağımlılığı, yasal veya yasa dışı bir maddenin tüm olumsuzluklarına rağmen kullanılmaya devam edilmesi olarak da tanımlanmaktadır (Işık, 2013).

Uyuşturucu bağımlılığı, temelde biyopsikososyal bir problem olarak tanımlanır. Fiziksel bağımlılık, maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir. Psikolojik bağımlılık ise kişinin duygusal veya kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini giderme amacıyla o maddeye düşkünlüğüdür (Türkiye Yeşilay Cemiyeti, 2018).

Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı DSM-5'e (2013) göre aşağıdaki kriterlerden en az ikisinin birlikte görülmesi uyuşturucu bağımlılığı tanısının konulması için yeterlidir.

» Maddenin amaçlanandan daha yüksek dozlarda veya uzun süreden beri kullanılıyor olması

» Madde kullanımı için yoğun istek duyulması

» Maddeyi almamayı veya azaltmayı bir veya birden fazla kez denemiş olmaya rağmen madde kullanımının bırakılamaması Maddeyi elde edebilmek, kullanmak veya etkilerinden kurtulabilmek için uzun zaman harcanması

» Tekrarlayan madde kullanımı sonucu iş, okul veya evdeki sorumlulukların yerine getirilememesi

» Madde kullanımı sonucu aile veya arkadaş çevresiyle yapılan etkinliklerin azalması veya bunlardan vazgeçilmesi sonucu ilişkilerin zayıflaması

» Madde kullanımı ve bağımlılığının sosyal, psikolojik ve fiziksel sorunlara neden olduğu bilinmesine rağmen madde kullanımına devam edilmesi

» Maddeye karşı bedensel toleransın artması

» Maddenin uzun süreli ağır kullanımının sürdürülmesi sonucu kişide kan veya doku konsantrasyonlarının azalması ve çekilme sendromunun ortaya çıkması

Uyuşturucu kullanımında risk oluşturan başlıca faktörler sosyal, psikolojik ve biyolojik olmak üzere üç başlık altında ele alınmaktadır (Alikaşifoğlu, 2005; Hawkins, Catalano & Miller, 1992; Kilpatrick vd, 2003; Newcomb & Felix-Ortiz, 1992; Schinke, Fang & Cole, 2008).

Sosyal Faktörler

» Dezavantajlı kesimlerin yoğun olduğu bölgelerde ikamet edilmesi

» İçinde bulunulan çevrede uyuşturucu kullanımının onaylanması

» Ruh sağlığı sorunları olan veya bağımlı aile bireyleri ile beraber yaşanması

» Akademik başarısızlık ve okula ilgisizlik

» Aşırı otoriter veya aşırı serbest aile yapısı

» Arkadaş ortamına kabul edilme çabası

» Beğenilen ve model alınan kişilerin madde kullandığının düşünülmesi

Psikolojik Faktörler

» Kişisel stres ve stresle başa çıkma yetisinin düşük olması

» Rehabilite edilmemiş psikiyatrik rahatsızlıklar

» Bir yere ait olmadığını hissetme

» Sosyal becerilerin zayıf olması

» Dürtü kontrolünün iyi olmaması

» İsyankârlık ve otoriteye direnme

» Duygularını ifade etmede yaşanan güçlük

» Yetersizlik hissi

» Umutsuzluk hissi

» Heyecan ve özgürlük arayışı

» Risk alma dürtüsü

» Benlik saygısının düşük olması ve bu saygıyı artırma çabaları

Biyolojik Faktörler

» Ebeveynleri madde kullanan çocukların madde kullanımına genetik aktarım sonucu eğilimli olması

» Cinsiyet ve yaş faktörü

» Bilişsel gelişim ve öğrenme kapasitesinde gerilik

UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞINDAN KORUYUCU ETKENLER

(Cleveland, vd., 2008; Hawkins, Catalano & Miller, 1992; Newcomb & Felix-Ortiz, 1992)

» Destekleyici, tutarlı ve güçlü aile ilişkileri

» Toplumsal ve ahlaki değerlere bağlılık

» Sosyal çevreyle kurulmuş sağlam bağlar

» Okul, iş ve sosyal çevrede başarı

» Kişinin kendini ifade edebileceği sosyal/kültürel/sanatsal/ sportif faaliyetler

» Uyuşturucunun zararları konusunda bilgilendirici faaliyetlere erişim

» Yüksek benlik saygısı

» Yaşanabilecek psikolojik veya fizyolojik sorunlarla baş etme becerisi

» Gelecekle ilgili yaşam hedeflerinin belirlenmesi

» Uygun rol modellerin benimsenmesi

» Ailenin bağımlılık öyküsünün olmaması

» Madde kullanılmayan bir sosyal çevre içinde bulunulması

Bağımlılık hali, bağımlı bireyleri ailesinden, çevresinden ve toplumdan kopararak bu bireylerin sorumsuz ve verimsiz bir hayat sürdürmesine neden olmaktadır. Bu sebeple bağımlılık zincirleme olarak bağımlıya, bağımlının aile ve iş hayatına, ayrıca ülke ekonomisine telafi edilemez zararlar vermekte, toplumların bugününü ve yarınını tehdit etmektedir.  ( https://dosyamerkez.saglik.gov.tr/Eklenti/36068,bagimlilik-ile-mucadele-stratejik-iletisim-belgesipdf.pdf?0 )

 

ALO 191 AFİŞ

ALO 191 BROŞÜR

UYUŞTUCU BAĞIMLILIĞINA "HAYIR" DE BROŞÜRÜ

Merkez Mahallesi Hükümet Konağı Kat 4 Maçka Trabzon - 0 462 512 15 71

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.